Özet: Tebligat Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “Tebligatın imkansızlığı, tebligattan kaçınma, adresin adres kayıt sisteminde bulunamaması hallerinde yapılacak işlem” başlıklı 31/1(a) maddesine göre tebligat memuru; Bu adreste muhatap veya muhatap adına tebligat yapılabilecek kişilerin bulunması ancak tebligat sırasında gösterilen adreste bunlardan hiçbiri bulunmaması halinde, tebliğ edilecek belgeyi imza karşılığında o yerin muhtarına veya ihtiyarlar kurulu veya meclis üyelerinden birine veya kolluk amiri veya memuruna teslim ederler. Tebligat memuru Ek-1’deki (2) numaralı örnek uyarınca düzenlenen tebligatı gösterilen adresteki kapıya yapıştırır. (a) bendinde belirtilen durumun ortaya çıkması halinde, tebligat memuru, durumu kendisine tebliğ edilecek kişiye, varsa en yakın komşuya ve mümkünse müdüre veya kapıcıya bildirir. 2 numaralı tebligatın muhatabın kapısına yapıştırılması geçerlilik şartı olup, kapıya 2 numaralı tebligat yapıştırılmadan yapılan tebligat usulsüz ve geçersiz olacaktır.
TC
YÜKSEK MAHKEME
Hukuk Genel Kurulu
BU NO: 2014/12-1101
KARAR NO: 2016/562 YARGITAY İ LAMİ
KARAR İNCELENDİ
MAHKEME: Keşan İcra Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİH: 28/03/2014
SAYI: 2014/35-2014/61
DAVACI-ALACILI:
DAVALI-BORÇLU:
Taraflar arasında açılan “icra takibinin iptali” davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda; Davalı avukatının davanın kabulüne ilişkin Keşan İcra Hukuk Mahkemesi’nin 08.03.2013 tarih ve 2013/9 E. 2013/76 K. sayılı kararının yeniden incelenmesi talebi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 04.11.2013 tarih ve 2013/25172 E. 2013/34420 K.;
(…Alacaklının senete dayanarak kambiyo senetlerine el koymak suretiyle borçlu hakkında işlem başlattığı, borçlunun ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği iddiasıyla İcra Mahkemesine yaptığı başvuruda borca itiraz ettiği, mahkemece de usulsüz tebligat şikâyetiyle birlikte borca itirazın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Tüzel kişilere tebligatın ne şekilde yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 12 ve 13 üncü maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresi borçlu kooperatifin sicilindeki adres ise ve dağıtım saatlerinde kapalıysa veya tebligatın alınması reddedilirse bu adrese 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/1 veya 35/4 maddesine göre gönderilecektir. Maddeleri uyarınca bildirim yapılması zorunludur. Adrese dayalı kayıt sistemi gerçek kişiler için geçerli olup, tüzel kişiler için 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/2 maddesinin uygulanması mümkün değildir. Zira tüzel kişiler adına ve söz konusu kişinin sicilindeki adrese yapılan tebligat 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/1 maddesine uygundur. Maddeye uygun olarak yapılması halinde, tebliğ memurunun Yönetmeliğin 30 ve 31 inci maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur. Çünkü muhatabın adreste bulunmaması durumunda gerçek kişilerin bunun sebebini araştırarak teslim süresinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespiti zorunlu olup, tüzel kişilerin sıfat ve niteliği gereği böyle bir araştırma yapılmaması bildirimde usulsüzlük sonucunu doğurmaz.
Somut olayda, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/1 maddesi gereğince, “Dağıtım sırasında muhatap adreste bulunmadığı için evrak İspal İlçe Muhtarı Mustafa Özkul’a teslim edilmiştir. Komşu Yücel Terzi’ye tebligat yapılmıştır” şerhi ile “Quorum 5 Coop. Keşan/Edirne Üzeri Sanayi Sitesi” adresine örnek 10 ödeme talimatı 11.12.2012 tarihinde gönderilmiştir. 10 ödeme emri örneği, İflas Kanunu’nun 168/4-5 maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden, borçlunun İflas Kanunu’nun 168/4-5 maddesinde öngörülen yasal 5 günlük sürenin ardından 11.01.2013 tarihinde yaptığı borca itirazının zaman aşımı nedeniyle reddedilmesi gerekirken, yazılı olarak karar verilmesi uygun değildir.)
Dava bozularak dosya yerine iade edildi ve yeniden yargılama sonunda; Mahkeme önceki karara direndi.
BAŞVURUCU: Davalının avukatı
KANUN GENEL KURULU KARARI
Hukuk İşleri Genel Kurulu’nda inceleme yapılarak direnme kararına süresi içinde itiraz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki evraklar okunduktan sonra gerekli müzakereye geçildi:
Dava, zaman aşımı süresinin dolmasından sonra icra takibinin iptali talebine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, sanık avukatının itirazı üzerine karar Özel Daire tarafından yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştu.
Kararın bozulması üzerine duruşma sonunda mahkeme; Durumun muhatabına bildirilmesi için kimliği araştırılıp tebligat belgesine yazılması gereken kişinin (somut olayda komşu) gerçekte var olmayan bir kişi olduğu, şikayet konusu tebliğde gerçekte var olmayan bir kişinin tebliğ edildiğinin yazılması ve direnme kararının sanık avukatı tarafından temyiz edilmesi nedeniyle resmi belge olan tebligatın hem usulsüz olduğu hem de inandırıcılığı olmadığı gerekçesiyle önceki karara karşı çıkılmıştı.
Direniş yoluyla Genel Kurul önüne getirilen uyuşmazlık; İcra takibi sırasında ödeme emrinin davacı borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğine odaklanılmaktadır.
Öncelikle konuyla ilgili yasal düzenlemelerin incelenmesi gerekmektedir.
7201 Sayılı Tebligat Kanununun “Tüzel Kişilere ve Ticari Kuruluşlara Tebligat” başlıklı 12. maddesi;
“Tüzel kişilere bildirim yetkili temsilcilerine veya birden fazla olması halinde yalnızca birine yapılır.
Ticari işletmenin işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticari temsilciye yapılan bildirim geçerlidir.”
“Tüzel kişilerin memur ve çalışanlarına bildirim” başlıklı 13. maddesi;
“Tüzel kişiler adına bildirimde bulunulacak kişilerin herhangi bir nedenle olağan mesai saatleri içerisinde işyerinde bulunmamaları veya o saatte belgeyi bizzat teslim alamamaları halinde, bildirim orada bulunan görevli veya çalışanlardan birine yapılır.”
“Bildirimin imkânsızlığı ve bildirimin reddedilmesi” başlıklı 21’inci maddenin birinci fıkrası;
“Belirtilen adreste tebligat yapılacak kişi veya yukarıdaki maddeler uyarınca kendisine tebligat yapılabilecek kişilerden hiçbiri yoksa veya tebligat yapmayı reddederse, tebligat memuru, tebliğ edilecek belgeyi o yerin muhtarına veya ihtiyarlar kurulu üyelerinden birine veya emniyet amirleri ve görevlilerine imza karşılığı teslim eder ve muhatabın adresini içeren ilanı belirtilen adresteki bina kapısına yapıştırır. Tebligat yapılacak kişi adreste yoksa, tebliğ edilecek kişiye; durumun kendisine ve mümkünse en yakın komşularından birine, varsa yöneticiye veya kapıcıya bildirilmesi tarihidir.
Kararı taşıyor.
Tebligat Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin “Tebligatın imkansızlığı, tebligattan kaçınma ve adres kayıt sisteminde adreste bulunamama hallerinde yapılacak işlem” başlıklı 31/1(a) maddesine göre tebligat memuru; Bu adreste muhatap veya muhatap adına tebligat yapılabilecek kişilerin bulunması ancak tebligat sırasında gösterilen adreste bunlardan hiçbiri bulunmaması halinde, tebliğ edilecek belgeyi imza karşılığında o yerin muhtarına veya ihtiyarlar kurulu veya meclis üyelerinden birine veya kolluk amiri veya memuruna teslim ederler. Tebligat memuru Ek-1’deki (2) numaralı örnek uyarınca hazırlanan bildirimi gösterilen adresteki kapıya yapıştırır. (a) bendinde belirtilen durumun ortaya çıkması halinde, tebligat memuru, durumu kendisine tebliğ edilecek kişiye, varsa en yakın komşuya ve mümkünse müdüre veya kapıcıya bildirir. 2 numaralı tebligatın muhatabın kapısına yapıştırılması geçerlilik şartı olup, kapıya 2 numaralı tebligat yapıştırılmadan yapılan tebligat usulsüz ve geçersiz olacaktır.
Somut durumda; Keşan İcra Müdürlüğü tarafından düzenlenen 10. ödeme emri örneği, davacı Kooperatifin “Quorum 5 Coop. Keşan/Edirne Üzeri Sanayi Sitesi” adresine “Dağıtım sırasında muhatap adresinde bulunmadığı için belge İspal İlçe Muhtarı Mustafa Özkul’a teslim edilmiştir. Komşu Yücel Terzi’ye tebligat yapılmıştır” şerhiyle verilmiş ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu yürürlüğe girmiştir. 11.12.2012. 21/1. 7201 sayılı Tebligat Kanununun 21 inci maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulama Yönetmeliğinin 31/1(a) maddesi uyarınca tebliğ yapılmış olmasına rağmen, (2) numaralı örneğe göre hazırlanıp gösterilen adresteki kapıya yapıştırılması gereken ihbarnamenin hazırlanıp muhatabın kapısına yapıştırılmaması nedeniyle tebligat geçersizdir.
Durum böyle olunca; Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurulduğunda yerel mahkemenin Özel Dairenin bozma kararına direnme kararı yerinde olup, davalı vekilinin savunma ve delil haklarının kısıtlandığı yönündeki itirazları açısından dosyanın Özel Daireye gönderilmesi, kararın duruşma açılmadan, savunma ve dava ve itiraz gerekçeleri toplanmadan verilmesi nedeniyle verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme kararı yerindedir; Sanık avukatının istinaf itirazlarının incelenmesi için dosyanın 12. HUKUK DAİRESİ’ne gönderilmesine 27.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.